10 Ocak 2011 Pazartesi

Pasta Yapmaya Devam

Uzun süredir dalgınlığıma gelip fotoğraflarını çekmeyi unuttuğum için yaptığım pastaları paylaşamıyordum.Hazır unutmamışken son 2 pastamı paylaşmak istedim.İşta tarifleri ve fotoğraflarıyla karşınızdalar.

Sakızlı Pasta



 Pandispanya :
  • 4 yumurta
  • 4 kahve fincanı şeker
  • 4 kahve fincanı un
  • 2 yemek kaşığı yağ
  • 3 yemek kaşığı kaynar su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
Krema :

Kremada tembellik yapıp 2 paket hazır vanilyalı pasta kreması ve 2 paket damla sakızlı crem ole kullandım.Fakat normalden daha az süt kullandım toplam hepsi için 6 bardak süt kullandım.Aşağıdaki pastacı kremasıyla yapmak isterseniz damla sakızını kremanızı hazırladıktan sonra ezerek toz haline getirin ve kremaya katın.

Hazırlanışı :
Pandispanyayı yaparken ilk başta yumurtaların beyazlarını cam bir kaba ayırdım ve köpürene kadar karıştırdım.Başka bir kapta yumurta sarılarını şekerle beraber şeker eriyene kadar karıştırdım daha toz malzemeleri eleyerek yumurta sarısı ve şekerin olduğu kaba ilave ettim kaynar suyla beraber iyice kıvam aldıktan sonra yumurta beyazını havasını söndürmeden diğer karışıma ekledim ve 2 boy kek kalıbında pandispanyamı pişirdim.Pembe rengi elde etmek için gıda boyası kullandım ama şalgam suyu da kullanılabilir.

Muzlu Pasta



Yukarıdaki pandispanya tarifini kullandım fakat bu sefer kakaolusunu yaptım.

Pastacı Kreması:
  • 1 çay bardağı un
  • 2 su bardağı süt
  • Yarım su bardağından biraz fazla şeker
  • 1 çay bardağı krema
  • Parlaklık katması için tereyağ
Hazırlanışı :

Tüm malzemeleri(tereyağ hariç) bir tencereye koyup ocağın altını yakmadan topak kalmayana kadar iyice karıştırın.Daha sonra ocağın altını yakıp kremanızı pişirin ocaktan almaya yakın tereyağını ekleyip yağ eriyince ocağı kapatın.Krema soğurken aralıklarla karıştırarak soğutun yoksa üzeri kabuk oluyor.Kremayı pandispanyaların arasına koyup üzerine bol muz koydum pandispanyam üç katlıydı.Tamamladıktan sonra üstünü kalan kremamla kaplayıp en üstünü beyaz çikolata rendesiyle kapladım.Üzerine dr. otker'in siyah beyaz glazürüyle dekor yaptım ve böğürtlenli sos ve jelibonla süsledim.

Afiyet olsun :)

27 Aralık 2010 Pazartesi

alış-veriş

Son zamanlarda evimiz için alışveriş yapma işini biraz hızlandırdık :) Sevgili nişanlımın bundan memnun olmadığından eminim sürekli sevgilim çok güzel şeyler buldum hadi alalım deyip bitaraflara sürüklüyorum onu :) Allahtan benim beğendiklerimi o da beğeniyo da almayalım demiyo. En son beni ziyarete Bursa'ya geldiğinde 2 parça bişey aldık onları paylaşmak istedim İstanbula döndüğümde de daha önce aldıklarımızın fotoğraflarını paylaşacağım.Bakalım beğenecek misiniz... Bu arada aldıklarımız Bernardo'dan fiyatları ikisinin de 25TL.



24 Kasım 2010 Çarşamba

çorap

Uzun zamandır yazamadım.Öğrencilik hayatından mı diyeyim, üşengeçlikten mi diyeyim, yoksa size layık birşeyler bulamamaktan mı diyeyim bilemedim :) Neyse malum bu sezonun modası çoraplar.Özellikle de kışın  mini etek ve şortlardan vazgeçmek istemeyenler için bu sıcak dostlarımız birer vazgeçilmez ve benim için :) İnternette bakınırken bulduğum birkaç farklı modeli paylaşıyorum vee paylaştım gitti.





29 Ekim 2010 Cuma

balkabakları canlandı...

Cadılar bayramı yaklaştı ve balkabakları da ortaya çıktı.Bunlar çok hoşuma gitti ve paylaşmak istedim.Belki siz de beğenirsiniz...












5 Ekim 2010 Salı

Bursa

1 sene boyunca Bursa'ya gelmenin hayalini kurdum. Şimdi burdayım ama o kadar da mutlu değilim.Önce buraya gelebilmek için çoook çalıştım şimdi de burdan bir an önce gidebilmek için çok çalışıyorum.İstanbul'a alışmak başka birşey ve herkesi İstanbul'da bırakmak... Yazdıklarım buranın çok kötü bir yer olduğu izlenimini uyandırmış olabilir.Haksızlık etmemek lazım burası gayet güzel gezilecek görülecek yerlere sahip yazın da kışın da insanın sıkılmayacağı bir öğrenci şehri.Bulunduğum yerin nüfusu 13.000 ve 10.000 i öğrenci.Her yer cafe, bar, restorant dolu gece dışarı çıktığında ışıl ışıl her taraf.Şimdiye kadar çok gezme fırsatı bulamadım bir tek tarihi olarak Çınar diye bir yere gittim.Uludağ yolunda İnkaya Köyü'nde 595 yıllık koskocaman bir çınar ağacı var.Bu çınar Türkiye'nin en yaşlı ağacıymış.Her bir dalının kalınlığı neredeyse bir ağaç kalınlığında 3-4 metre civarında.Gövdesi 9.2 boyu ise 35 metreymiş.Tüm dallarında metal destekler var ağırlıktan kırılmasınlar diye.Tarihi çınarın altında restorantlar, hediyelik eşya mağazaları, kadınların el işlerini satan mağazalar ve köylülerin yetiştirdiği meyve sebzeleri satan yerler bulunuyor.Tarihi çınar bu özelliğiyle köy halkının geçim kaynağı haline gelmiş.Yazın en sıcak günlerinde gölgesinde oturup çay içerken ayaklarının altındaki bursayı izlemek bir harika.Meyve tabağı ve kahvaltısı da çok meşhurmuş benim gittiğim saat pek kahvaltıya uygun olmadığından denemedim ama havalar daha da bozmadan gitmek isteyenlerin aklında olsun.Birkaç fotoğrafını da koyayım da tam olsun. :)


25 Eylül 2010 Cumartesi

Yaratıcı anne Adele Enersen minik kızı Mila'nın rüyalarında gördüğünü düşündüğü şeylerden esinlenerek güzel bir fotoğraf çalışması çıkartmış.






















Yorumsuz ... Eminem yanına oturmamakta çok haklı bence :S